Küçük Zaman: Day 8

Thursday, March 1, 2007

Day 8


Yazıp silmekten oldum olası gelen bir nefret ile, yazıp silmeye devam ediyor bu eller. Kişiler, duygular, hayatlar. Sürekli bir anlatım bozukluğunda kayboluyorlar, edebiyatın bilinmeyen sokaklarında, isimsiz ve çehresiz birer kahraman oluveriyorlar. Hayal gücünün bitmek tükenmeyen boşluğunda misafir olmayı seçenlerin vay haline. Kayıp bir düş misali, kendimizden kaçışımızı belgeyen bir el, bir söz yada bir bakış, siz, hayatımdaki herşey. Bu klavye, ekran, kahvem, sen, ve yanındaki, turtam. Gerçeği öğrenme çabasından ibaret değildir yaşamımız, direnişimiz ve sonunda kaybedişimiz. Herşey birer yanılsama, doğru olan nedir, ancak tanrı biliyor sanırım.

Titrek bir sestir Björk ün sesi. Delidir, farklıdır ve vurucudur çoğu zaman. Kusursuz olduğunu söylemek güç, zor. Titrek bir duygudur Björk dinlemek. Delirirsin, farklılaşırsın çoğu zaman. Kararsızlık sarar 4, hatta 5 bir yanını. Çözümler, cevaplar, sonuçlar. Herşeyin silindiği bir cevap kağıdıdır hayat ellerinin içinde silmeyi bekleyen bir silgidir, o titrek sesi. Peki deyip kabullenmenin karın ağrısıdır, gözyaşının oluşumudaki nedendir belki, çocuksu tavrımın kaynağıdır içten içe, hüzünle şişen kırmızı bir balonda saklıdır, o ufak, parlak gözleri. Bir dediğim, tek dediğim, değerli dediğimdir, hakkında şiirler yazılan, şarkılar söylenendir, tutup kolundan, gizli yerine götürendir.

Saat 2 dir, sustur bu noktanın anlamı.


*Gittikçe benden soğuduğunu hissediyorum.

1 Comments:

Blogger pk. said...

sen mi yazıp silersin onlar mı kendilerini bilinmez. neyin kendisi neyin değil olduğu daha da hiç. dışarda neler kim bilri, hepsi bir peri maslaı benim içimde. uçup giden de var, gecenin bir yarısı tanrı misafiri gelen de.
bjork'te hissetmediğim bi şey varsa oda peki deyip kabullenmekle ilgili herhangi bişey. peki diyip kabullenmediği için o anlarda iyi gidiyodur belki. sverim bjork'ü. daha iki gün önce bir sır verdi bana.

March 12, 2007 at 10:30 AM  

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home