Küçük Zaman: Day 1

Friday, February 23, 2007

Day 1


Sabah. Yarım yamalak uykumdan uyandım. Ayaklarıma batan cam parçaları arasında, yürüme isteği olmadan banyoya geçtim. (Banyo, sevmediğim bir kelime). Aynalar. Kendime bakmaktan pek hoşlanmıyorum. Saç, kaş, dudak, kulaklar. Sözde, duyu organları. Duyarsız olduğum söyleniyor. Yalan, bunlar ne o zaman? Kirden sertleşmiş havlu. Uzun, vücut havlusu olarak ta kullanıyorum. Tasarruflu olmayı severim. İki iş için, bir şey. Annem öğretti. Tasarruflu olmayı. Tasa dolu ol anlamışım. Hala aynen devam. Tasa doluyum annecim, meraklanma.
Soğuk hava. Üzerime giyilmekten tüylenmiş kazağımı alırım. Soğuk hava. Üzerime giymeyi çok sevdiğim, kahverengi, tüylenmiş kazağımı alırım. Hava soğuk. Botlarım babamdan kalma. Sağ baş parmağımdan soğuk hava akımı giriyor. Babamın vereceği bottan ne olur. Boktan olur. Babamın verdiği, bok bir bot.
Yürürken önüme bakıyorum, normal insanlar gibi. Yürürken, önümden yürüyorum, normal bir insan gibi. Önüm arkam, sağım ve solum, sobelenmiş insanlar. Önümden yürümeyin, anormal insanlar gibi. Hastamısınız?
Sıkışık trafik, sıkışık ben. Heyecanlıyım. Çünkü tuvaletim geldi. Tuvaletimin gelmesi, heyecanlı olduğumun bir belirtisi. O yüzden işerken sürekli gülerim. Heyecanlı işerim. Heyecanlıyım, çünkü 'o' nu görüyorum şu anda. Farkında olmayan, izlendiğinin.

0 Comments:

Post a Comment

Subscribe to Post Comments [Atom]

<< Home